23 Temmuz 2009 Perşembe
Özgüven
bu güne kadar kendimi, yada sizin gibi güzide insanlari öz güven sahibi zannederdim (sinem hariç). bu gün sokakta bir adam gördüm, kendisi 165 boylarında 95 100 kilo, en azından göbeğinden pipisini göremediğine eminim. yabancı, yani ya iş için burda ya da turist. adam tam bir özgüven timsali. neden mi? üzerinde beyaz v yaka ve kolsuz bir tshirt vardı.v yakanın boşluğundan kıllar çıkıyordu, göbek beyaz tshirt içinde daha büyük duruyordu ve löp löp sallanıyordu. ayağında ise kısa yani diz kapadının 1 karış yukarısında biten bir kot şort vardı. erkek adam için zaten kısa olan bu şort boyu, kahramanımızın benden kalaın basenleriyle birleşince tam bir şahaser olmuştu. bütün bu rezillikler yetmezmiş gibi belinde freebag, bel çantası denilen,1990ların hemen başında moda olan, şimdi ise sadece pazarcıların bozuk para koymak için kullandığı çantalardan vardı. artık bu kadar yeter kusucam diye düşünürken, ayakkabılarını merak ettim. sandalet içine beyaz çorap giymişti. fenalaştım. böyle 20 saniye gözlerim karardı falan. tam tekrar adama baktım, yanına hızlı adımlarla cidden afet gibi bir manita geldi, elinden tuttu, ingilizce beklesene aşkım gibi bir şeyler söyledi. adamı gördüğümde aramızda 15 metre vardıi bütün bu hikaye 1 dakkaya yakın sürdü, ve yan yana geldi yürürken. adama doğru dönüp tipini sikiyim senin dedim canı gönülden. esnaftan birisi güldü, o tiple bu karı sikilmez dedi. bende adama güldüm, bir anda kültür seviyesi ortadan kalktı ama zaman zaman böyle durumları yaşamak lazım. arkalarından baktım, ablanın popo feci güzeldi, gözümüz yok allah sahibine bağışlasın. sanırım adamın özgüveni tamamiyle yanındaki ablanın taş olmasında. dünya sikime minare götüme diye geziyordu rahatlıkla. hepimize bol özgüvenli günler
11 Temmuz 2009 Cumartesi
yeah i'm a hustler baby, that's what my dady's made me
8 Temmuz 2009 Çarşamba
buradan canımın içi bi tanecik argadaşım efeciğe diyorum ki" kankaaaa olsun,bak ne güzel bitti sıkıntı" ve onu tüm erikler adına öpüyorum.
6 Temmuz 2009 Pazartesi
iş buldum lan ben:D
5 Temmuz 2009 Pazar
anası babası polis olan varsa üzgünüm şimdiden,aslında değilim de,ben bu kadar manasız insanlar topluluğu görmedim. bi de biaraki ev arkadaşlarım en az polisler kadar manasız bi topluluktu ama konumuz bu değil şimdi.neyse,bu ülkede polis demek şikayete gelen vatandaşı şikayetinden vazgeçirmek demek,o iki yıllık polis okullarında bunu öğretiyorlar sanırım ilk derste.nasıl insanlarsınız ben cidden anlamış değilim.
yavşak yavşak konuşmalar,saçma sapan yorumlar,manasız bakışlar.size güvenmek zorunda oldugum öğretildi hep bana küçüklüğümden beri, hala da orada burada kola firması gibi reklamlar yayınlıyorsunuz.ama ben size güvenemezdim hiç, içten içe.gerçekten de boşa değilmiş bu hislerim.gereksiz ve manasız bi topluluksunuz.başka hiç bir iş yapamayacağınız-buna hıyar satmak da dahil-için orada oturduğunuzun içten içe farkındasınız ama bunu şımarık çocuklar gibi reddetmeye çalışıyorsunuz,hiç ama hiç olmamış türk polisi.cidden çok başarısız ve saçmasapansınız.
3 Temmuz 2009 Cuma
Vay anasını
Oha lan, yıllardır merak ettigim bişi vardı. 2 hafta once denedim https://shipit.ubuntu.com/ adresinden bir linux sürümü olan ubuntuyu istedim adamlar AFRİKAdan bedava yolladılar bügün elime gecti. Hic bir ücret istemeden falan cok acaibime gitti lan.
1 Temmuz 2009 Çarşamba
Saçmalaşan Gündem
2 haftadır, bir belge ile başlayan ,dün kü uzun mgk ile devam eden ve ilker albay'ın içeri alınıp sonra salınmasınla devam eden, dünyada bizden başka çok az ükeye nasip olabilcek saçmalıklar yaşıyoruz. aslında türkiyenin demokrasi sorunu bir blog yazısına, en azından bu blog yazısına sığmaz ama benim birbirine birleştirerek söylemek istediğim bir şeyler var. bunlar genelde teoriklikten uzak pratik neden sonuç ilişkileri, çünkü konunun teorik kısmı modernization ile ilgili, oda ayrı yazı konusu olsun. burdan mezun arkadaşlara duyrulur. neyse efendim, 1980 darbesi ülkemizde yapılan son resmi ve geleneksel darbe. bundan sonra ordumuzda çağa ayak uydurup post modern darbeler yapmaya başladı. neyse efendim 1980de bu darbe herkesin söylediği gibi ülkenin özellikle sol görüşlü vatandaşlarını ezip üzerlerinden geçti. 1984 doğumlu biri olarak 1970 ila 1980 arası yaşıyan solcuların hiç birinin yıllarki halini gözlemleme imkanım olmadı. ama hem daha sonra o devirleri yaşamış insanlarla tanışma, hemde devri anlatan kitaplar okuma imkanım oldu. o zaman solcu diye nitelendirebilceğimiz insanların genel bir portresini çizmek istiyorum size. soru soran, hakkını savunan ve arayan, sadece konuşmakla kalmayıp eyleme geçen, aydın,öğrenmeye istekli ve meraklı. tabi bu arada, erdemli, onurlu ve kültürlü. o zaman insanlar kişisel arzu ve isteklerini bir kenara bırakıp, bir amaç için bütün hayatlarını feda ettiler. istedikleri sosyalizim yada komunizm fikrinin ötesinde bu insanlar birey olarak aydınlık insanlardı. ve 80 darbesi bu insanların hepsini kararttı. sonra önce ben doğdum, sonra berlin duvarı ve soyvetler birliği yıkıldı. dünya düzeni değişiyordu ama hiç birimiz ozaman bu değişimi fark etmiyorduk. konuyu dağıtmadan devam etmek istiyorum. Ve türkiyenin muhafazekarlaşma süreci işte 1980den sonra başladı. ondan sonra hiç olmadığı kadar çok faili mechul bu ülkede oldu. sivas katliamı bu ülkede oldu. bütün bunlara en büyük sebep, soru sormayı ,isyan etmek isteyen bütün insanların başına bu ülkede neler geleceği göstermek isteyenler, en sert gösterileri yaptılar 1980de. şimdi ortaya şöyle bir durum çıkıyor. Akp 1980 darbesinin çocuğu ve bu darbe kendi piçinden memnun değil. 1980 senesinde insanları bu ülkede daha fazla aydınlık istediği için öldüren, yargılayan bu şerefsiz ordu, şimdi çıkıp kendi yarattığı bu düzenden gene memnun değil. ve ben bütün bu ergenekon davası içinde haksız yere içeride tutulan bütün sivillere ne kadar üzülüyorsam, haklı yada haksız içeri alınan bütün bu askerlere okadar seviniyorum. çünkü onlarda bu ordunun günahını ödüyorlar. bu ülkeden adaleti bu ordu aldı ilk kez ve şimdi aynı adaletsizlikten kendileri şikayetçiler. tabi bütün bu it dalaşı sırasında olan bize oluyor. bundan 10 sene önce demokrasinin anlamı bize halkın kendi yöneticisini seçme özgürlüğü olarak öğretiliyordu. şimdi ise ben demokrasinin ne olduğunu bu ülkeye her baktığımda görüyorum. ve burdan unutulmaması gereken bir öngörüde bulunuyorum. bugünde toplumda bir kesim insan, demokrasiyi savunduğunu sanarak, ülkenin irticacı düzenine destek oluyorlar. 1980de yaptıklarıyla bu ülkeyi karartan ordu şimdi nasil pişmansa, bundan 20 sene sonra bütün özgürlüklerimiz elimizden alınıncada şimdi akp'nin sözde demokrasini savunan aydınlarımız pişmam olacaklar. olan gene biz halka olacak. umarım bizde birgün gerçekten demoktartik ve özgür bir ülkede yaşamanın konforunu hissedebiliriz.
not: türkiye yakın tarihi şöyle bir geriye dönüp incelendiğinden 1940'tan sonra malesefki bu ordunun bağımsız , aydınlık türkiye cumhuriyeti dışındaki herkese bir şekilde hizmet ettiğini görmek beni çok üzüyor. atatürk ,kendisi ordu kökenli birisi olmasına rağmen, askerlerin siyasetten uzak durmasını şiddet ile istemişti zamanında. belkide ogünlerden gördü bu günleri ve bu dertlerin olacağını. bir gün umarım türk ordusu ,gene atatürk zamanındaki asil ve şerefli günlerine döner ve amerikanın köpeği olmaktan vazgeçer.
not: türkiye yakın tarihi şöyle bir geriye dönüp incelendiğinden 1940'tan sonra malesefki bu ordunun bağımsız , aydınlık türkiye cumhuriyeti dışındaki herkese bir şekilde hizmet ettiğini görmek beni çok üzüyor. atatürk ,kendisi ordu kökenli birisi olmasına rağmen, askerlerin siyasetten uzak durmasını şiddet ile istemişti zamanında. belkide ogünlerden gördü bu günleri ve bu dertlerin olacağını. bir gün umarım türk ordusu ,gene atatürk zamanındaki asil ve şerefli günlerine döner ve amerikanın köpeği olmaktan vazgeçer.
Tutulma
Kaydol: Kayıtlar [Atom]